BURSA (İGFA) – Yanlışlı sünnetin, telafisi imkânsız sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Op. Dr. Ünal Adıgüzel, “Sünnet dünyada en sık uygulanan cerrahi teşebbüs olmasına karşın üzerinde uzlaşılmış ülkü bir yaş yoktur. Sünnet sürecinden beklenen sonuçlara nazaran toplumdan topluma ülkü yaş değişir. Yenidoğan periyodunda yapılmasını savunanların yanı sıra ergenlik periyoduna bırakılması gerektiğini düşünenler de vardır. Yaşadığımız toplumu, inançlarımızı ve geleneklerimizi göz önünde bulundurarak sünnet için ülkü yaşın bizim toplumumuz için 0-6 ay ortası olduğu kanaatindeyim.” dedi.
“YASALARIMIZ SÜNNET YETKİSİNİ SIRF DOKTORLARA VERMİŞTİR”
Adıgüzel ayrıyeten, sünnetçiliğin bir meslek olmadığı üzere sünnetin de gerekli eğitimi almış tabipler tarafından yapılması gereken bir ameliyat olduğunu tabir ederek, “Yasalarımız sünnet yetkisini sadece doktorlara vermiştir. Teorik olarak her doktorun sünnet yapmaya yetkisi olsa da pratikte sıklıkla Çocuk Cerrahisi uzmanları ve Üroloji uzmanları tarafından yapılır.” halinde konuştu.
“HATALI SÜNNETİN TELAFİSİ OLMAYABİLİR”
Yanlışlı sünnetin kolay bir cerrahi müdahale ile giderilebilecek komplikasyonların yanı sıra penisin büsbütün kaybına da neden olabileceğini ve telafisi imkânsız sonuçlar doğurabileceğini lisana getiren Adıgüzel, “Sağlık sistemine ulaşımın kolay olduğu günümüzde dahi yetkisi ve deneyimi olmayan bireyler tarafından kaçak yollarla sünnet yapılmaktadır. Her ne kadar bu şahıslar kabahat işleseler de çocuklarını bu insanlara emanet eden ebeveynler de bu suça ortak olmaktadır.” formunda konuştu.