Ankara’da uğradığı suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ait soruşturma devam ederken tutuklu bulunan MHP’li avukat Serdar Öktem’in şüphelilerden Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile görüştürüldüğü imajlar ortaya çıktı.
Suikastın kilit isimlerinden Öktem, 2 Ekim’de çıkan kararda tahliye edilmişti.
Görüntülerde, 4 Temmuz 2023’te saat 15:46’da Öktem’in hastaneye vazifeli memurlarla girdiği, muayene noktası olan “sarı alan”a götürüldüğü görülürken, soruşturmanın şüphelilerinden Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da yanında bulunan bir bireyle saat 18:28’de hastaneye giriş yaptığı, Öktem’in bulunduğu noktaya hakikat gittiği tespit edildi.
Yıldırım’ın, saat 20:34’te, yanındaki şahıslarla hastane bahçesinde beklediği, Öktem’i cezaevinden getiren infaz müdafaa memurlarından biri ile konuştuğu da tespit edildi.
Ateş ailesinin avukatları, bu görüşmenin, özel planlandığı savıyla yetkililer hakkında hata duyurusunda bulundu.
Skandal imajın ortaya çıkmasının akabinde yargıdan bir adım ya da MHP’den rastgele bir açıklama gelmedi. Büyük suskunluk nedeniyle Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş toplumsal medyadan isyan etti.
“HEPSİ TESADÜF MÜ, BU ŞAHIS ADALETTEN ÜSTÜN MÜ?”
Ayşe Ateş paylaşımında şunları yazdı:
Dönemin cinayet şüphelisi Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın birebir cinayetten tutuklu bir diğer şüpheliyi hastanede ziyaret ettiğine, şüpheliyi cezaevinden hastaneye getiren infaz muhafaza memuru ile iki kere görüştüğüne dair kayıtların basına düşmesinin üzerinden 24 saat geçti.
Daha evvel hakkında yürütülen soruşturmada tabir dahi vermeyen, Sinan katledilmeden evvel Sinan’a hasımlık güden bu şahıs, o periyotta Sinan’ın arkadaşlarına elçiler göndermişti.
Yakınında kim varsa toplumsal medyada Sinan’a karşı sistemli bir prestij suikastı yürütmüştü.
Bu şahsa tahsisli Audi marka araçla kiralık katil Ankara’dan İstanbul’a kaçırıldı.
Hükümlü Tolgahan Demirbaş’ın telefonundan Sinan’la alakalı bu şahıs tarafından verilen talimatlar çıktı.
Sinan’ın yakın arkadaşlarıyla ilgili, benimle ilgili buyruklar bulundu. Bu şahsın yanında yöresinde bulunan herkesin Sinan’ın katledilmesine ait yürütülen soruşturmalarda ismi geçiyor, kimileri da karar giydi.
Hepsi tesadüf mü?
Bu şahıs adaletten üstün müdür, devletimizden büyük müdür?
Neden sözü alınmaz?
Suç sürece özgürlüğüne mi sahiptir?
Kimdir bu şahıs? Kimler tarafından korunmaktadır?
