Şimdiyse Göttingen Üniversitesinde çalışan araştırmacılar, Namib Çölü’nde sıradışı derecede âlâ geçen iki yağmur döneminin da yardımıyla peri halkalarının içerisindeki otların yağmurdan sonra birdenbire öldüğünü, termit faaliyetinin ise bu çıplak bölgelere sebep olmadığını gösteriyor.
Populer Science Türkiye’nin içeriğine göre topraktan yapılan daima nem ölçümleri, halkaların etrafındaki otların halka içerisindeki suyu güçlü bir halde emdiğini, bu sebeple halka içerisindeki otların vefatına sebep olabildiklerini gösteriyor. Araştırmanın sonuçları Perspective in Plant Ecology, Evolution and Systematics bülteninde sunuldu.
Namib’de, deniz kıyısının yaklaşık 80-140 km içerisinde, milyonlarca peri halkası bulunuyor. Otluk alanlarda yer alan ve her biri birkaç metre genişliğinde olan bu dairesel boşluklar, görüntünün tamamı boyunca özgün bir desen oluşturup kilometrelerce öteden görülebiliyor.
Çöldeki birkaç bölgede seyrek görülen yağmur olaylarını takip eden araştırmacılar; otlar, ot kökler ve ot filizleri ile termitlerin sebep olduğu muhtemel kök hasarını incelemiş. Dünya çapında büyük koloniler halinde yaşayan küçük böcekler olan termitler, sıklıkla bu otların vefatından sorumlu tutuluyor.
2020’NİN KURAK MEVSİMİNDE BAŞLAYIP 2022’NİN YAĞMURLU MEVSİMİNE KADAR KAYIT ALINDI
Araştırmacılar otların filizlenmesini tetikleyen yağmurdan çabucak sonra, peri halkalarının içerisinde ölen otların şartlarını büyük bir titizlikle araştırmışlar. Ek olarak peri halkalarının içine ve etrafına nem ölçüm sensörleri yerleştirip, 2020’nin kurak mevsiminde başlayıp ve 2022’nin yağmurlu mevsiminin sonuna kadar topraktaki su içeriğini 30 dakikalık aralıklarla kayıt altına almışlar.
Bu sayede araştırmacılar, halkaların etrafında yeni çıkan otların büyümesiyle, halkaların içi ve etrafındaki toprakta yer alan suyun nasıl etkilendiğini hassas formda kaydetmişler. Namib genelindeki on bölgede bulunan halkaların içinde ve dışında, su süzülmesindeki farklılıkları incelemişler.
Veriler, yağmurdan yaklaşık on gün sonra halka içerisindeki otların ölmeye başladığını ve halkalardaki iç bölgenin büyük bir kısmında hiç çimlenme gerçekleşmediğini gösteriyor. Yağmurdan yirmi gün sonra halkaların içerisinde uğraş veren otlar büsbütün ölüp sarımsı renge bürünürken, etraftaki çimler ise canlı ve yeşil görünüyor.
Araştırmacılar halkaların içerisindeki otların köklerini inceleyip bunları dıştaki yeşil otlarla karşılaştırdıklarında, halkaların içerisindeki köklerin dıştakiler kadar ve hatta daha uzun olduğunu keşfetmişler. Bu durum otların, su arayan kökleri büyütmeye çalıştığını gösteriyor. Ama araştırmacılar köklerle beslenen termitlere yönelik rastgele bir ispat bulmamış.